30 Mayıs 2012 Çarşamba

Tırnak Batması

Tırnak batması dünyanın en acı verici ve en küçümsenen sağlık problemlerinden biri. Çoğu zaman kalıcı bir sonuç almak için birkaç farklı prosedür denemek gerekiyor.

Bizzat kendi deneyimim iki ayağımın başparmaklarından irili ufaklı toplam 6 operasyon şeklinde gerçekleşti. İlk önce sağ ayağımda sonra sol ayağımda yaşadığım bu illet sağlık problemini bir süre iki ayağımda birden yaşadım. Süper acı verici ve günlük hayatınızı kökünden değiştiren bir şey. Bir kere konforlu bir şekilde yürüyemiyorsunuz, konforu bırak acısız bi şekilde yürüyemiyorsun. Ben bu acıyı çektiğim süre boyunca hayatımı yatay şekilde geçirdim. Dolayısıyla bu zorunlu tembellik size kilo aldırıyor. Ayrıca sürekli açık ya da önü geniş ayakkabılar giymeniz gerekiyor. Parmağınızı acıdan korumak için yürüme biçiminizi değiştiriyorsunuz. Ben içe basmaya başlamıştım mesela.

Bildiğim kadarıyla genetik bir eğiliminiz de olabiliyor (örneğin tırnak yatağınızın biçimi başına bişey gelmediyse tamamen genetik) ama kendi hatalarınızla da bu problemi çağırabiliyosunuz. Yanlış ayakkabı, sürekli darbe almak, enfeksiyonlar, yanlış tırnak kesimi vs. ile.

Benimki genetik eğilimden oldu.

İlk başlarda sağ ayak başparmağımda sık sık tırnağımın bir tarafında batmadan dolayı enfeksiyon oluyordu, birkaç kere antibiyotik kullanarak enfeksiyonu kuruttuk fakat bu hastalığı değil belirtiyi tedavi eden bişey olduğu için geçiciydi. Problemi kökünden halletmezseniz enfeksiyon sürekli geri gelecektir.


1 sene kadar bu enfeksiyon böyle gitti, görünürde bölgeyi temiz tutuyordum, batticonla ve sabunlu suyla her gün temizliyordum. Fakat enfeksiyon tırnağımın altına yayılmış ve bir gün pansuman yaparken irinle beraber kan geldi. Eller ayaklar çok kanar bilirsiniz. Çok korktum ve hem hastalık hastası hem çok fazla ansiklopedi okumuş bir çocuk olarak aklıma milyon tane kötü ihtimal geldi. Hemen kendimi hastaneye götürttüm.  Bir hafta sonraya küçük bir operasyon için randevu verdiler. Bu sürede de antibiyotik kullandım iltihabı kurutmak için.

Küçük bir operasyon dediler. Ama korkudan bayılacaktım nerdeyse. Doğruya doğru operasyon küçük, bırak ameliyathaneyi genelde pansuman odasında yapıyorlar. Ama acıyor, hem de baya acıyor. Operasyon sırasında parmağınız kesilip biçilirken acımıyor tabiki. Lokal anestezi iğneleri acıtıyor. Parmağınızın çapı etrafında gerekli olduğu kadar, 4-5 iğne yapıyorlar. Ne kadar derine iniyor iğneler bilmiyorum ama bana kemiğime kadar inmiş gibi gelmişti. Haliyle çok acıyor. Ama son iki iğne diğerlerinden az acıyor çünkü parmağınız uyuşmaya başlamış oluyor. Burayı bütün ihtişamıyla anlatışım kimseyi korkutmak değil, olabildiğince abartmadan anlatmaya çalışıyorum. Ben bu operasyonu olurken bu kdr acıyacağını hiç bilmiyordum. Ve bilmek isterdim. Doktorlar bu kısmını pek söylemiyorlar. Onlara da hak vermek lazım, yaptıkları bir çok işleme göre odlukça küçük ve kısa süren bir işlem. Ancak o masadaki sizseniz ve ilk başınızdan böyle bir şey geçiyorsa zor bir deneyim. Hele hele benim gibi şımarık ve canı kıymetli bir çocuksanız acı fazla gelebilir. Bilemiyorum belki de benim acı eşiğim düşüktür. Ama aynı problemi yaşayan bir erkek arkadaşıma  takımlara tekme mi tırnak batması mı daha çok acıyor dediğimde kesinlikle tırnak demişti. Kızlarda kıyaslama yapıcak böyle bi acı olmadığı için bu örneği verdim.

Acı dediğim kısım 1 dakikadan az sürüyor. Daha sonra parmağınız uyuştuğundan size şişip balon olmuş gibi geliyor. Operasyonu basit bir şekilde anlatmak gerekirse tırnağınızın bir kısmını etten ayırıp, genelde tüm tırnağı çekmek yerine sadece batan tarafı kesiyorlar artık, kökünden çekiyorlar. Bu çekilen parçanın kalınlığı 4 mm falan. Daha sonra tırnak yatağınızın o bölümünü tahrip edip bir daha çıkmamasını umarak etinizi geri dikiyorlar. Tüm bunlar olurken gerçekten hiçbir acı hissetmiyorsunuz. İlk gece eve gittiğinizde acıdan uyuyamıyorsunuz. Çünkü anestezi geçtikten sonra o taze yara sıcaklığı oraya geliyor ve kalbiniz bütün gece orda atıyor. Bu aşırı acı sadece bir gece sürüyor genelde. Ağrı kesiciler benim durumumda pek faydalı olmamıştı.

1 hafta pansumana gidip geliyorsunuz, bu arada enfeksiyon için antibiyotik kullanmaya devam tabiki. Sonra dikişlerinizi alıyorlar. Benim geçirdiğim her 6 operasyonda da 4-5ten fazla dikiş atılmadı. Tabii bu arada ayakkabı giymeyi bırak terlik bile giyemiyorsunuz, çünkü başparmağınızda kocaman bir sargı oluyor, hiçbir yere sığmıyor parmağınız. Ben ikinci seferden sonra bir flip flop terliğin plastik kısmını kestikten sonra terliği ayağıma bantlıyordum. Minimum acı ve maksimum konfor.

İlk operasyondan sonra tırnağım geri çıkana kadar durum gayet iyiydi. 6 ay kadar acısız yaşadım. Özetle 6 ay boyunca her gün çekeceğiniz acıyı konsantre biçimde 2-3 günde operasyonla yaşayıp sonrasında bi süre rahat ediyosunuz.

Daha sonra aralıklarla aynı ayağımdan 2 defa daha operasyon geçirdim. İkinci de aynı şekilde sonuçlandı. 3ü de ise daha değişik bir metod denendi. Yazın memlekete gitmiştik, orda yine bu tırnak batmam alevlenince hemşire olan kuzenimin tavsiyesiyle orda bir hastanede operasyon geçirdim. Bu sefer tırnağımı çekmek yerine battığı yerdeki etleri aldı doktor. Düşünürseniz çok mantıklı, tırnağı değiştiremiyorsan parmağı değiştir.
İşte teoride çok mantıklı olan bu operasyon çok çok yanlış sonuçlandı. Apaçık biçimde enfeksiyon olan ayağıma antibiyotik vermeyen doktor sayesinde İstanbul’a geri döndüğümde çürümeye başlayan bir ayakbaşparmağım vardı. İki tarafa da 4er taneden dikiş atılmıştı ve ben 3 günde bir pansumana gidiyordum. Bu böyle enfeksiyonu yeninceye kadar tam 2,5 ay sürdü. 2,5 ay boyunca sürekli ağladım, ayağım iyileşmiyor, sürekli acıyor ve ben yazın ortasında hiçbi şey yapmadan evde oturuyordum. Pansumanımı yapan hemşirenin bile yarama bakarken içi geçiyordu çünkü sargıyı her açtığında derim gazlı bezle beraber kalkıyordu.
 Halimi tarif etmem gerekirse bir ayağımda ayakkabı bir ayağımda ayağıma bantlanmış bir terlik tabanıyla gezdiğimi düşünün. Hiç hoş bir görüntü değil.

2,5 ay sonunda sargılardan kurtulduğumda ise artık ayağıma bakamıyordum, evin içinde sürekli o ayağımda çorapla geziyor, captain hook gibi yürüyordum.

Ama artık bu kadar acının karşılığı mıdır nedir, o ayağımdan kabuklar düştükten, yaralar soyulduktan, derim yenilendikten sonra bir daha hiç şikayetçi olmadım. Zaten tırnağım batmak istese de batacağı bir yer yok. İki parmağım birbirinin aynı değil, ama inanın bu ödemeye değer bi bedel.

Diğer ayağımdan da aynı şekilde 3 operasyon geçirdim, 2si kısmi tırnak çekme, 3. Sü diğeri gibi etlerimde değişiklik şeklinde oldu.

6 operasyondan sonra artık dikişlerimi kendim alacak kıvama gelmiştim. Toplamda 40 dikiş ve 6 operasyon.  Tabii bu süreçte bir çok şey öğrendim. Artık ayaklarımın kendi geliştirdiğim bir yöntemle en azından mevcut durumlarını koruyabiliyorum. Yöntem şöyle, tırnağınızı biraz yukarı kaldırmak istiyorsunuz. Amaç tırnağın battığı yerle tırnağın arasına mesafe koymak. Bunu da şöyle yapıyorsunuz; tırnağınızı güzelce dezenfekte ettikten sonra, Furacin ya da aynı nitelikte antibakteriyel bir kreme batırdığınız ince bir pamuk parçasını tırnağınızla etinizin arasına sıkıştırıyorsunuz. Bu pamuğu sakın çok kalın yapmayın, bu sefer boşuna tırnağınızı zorlayıp yaralı bölgeye mikrop doldurabilirsiniz. Böyle böyle bu pamuktan destek alarak tırnaklarınız yükselecektir. Uzunca bir süre sürekli yaptığım bu işlemi artık ayda 1 veya 2 defa yapıyorum ve yeterli oluyor. Temizlik çok çok önemli, bunu yapamıyordsanız bile ayaklarınızı ılık sabunlu suyla veya Batticonla yıkayın. Hatta ben Batticon un sıvı sabununu ılık suya damlatıp ona ayağımı sokardım.

Şimdilerde yürüyüşüm düzeldi, tırnaklarıma bakabiliyorum, ve acı çekmiyorum.

İşte tavsiyeler;

Tırnak batması probleminizi sakın ama sakın pedikürcüler gibi sağlık uzmanı olmayan kişilere çözdürmeye çalışmayın. Hele ayağınızda enfeksiyon varken böyle bir şey yaptırıcaksanız ayağınızın üzerinden otobüs geçsin daha iyi.

Enfeksiyonları ciddiye alın. Zamanında müdahale edilirse benimki gibi tırnağın altına inmeden yokedebilirsiniz.

Kişisel kanaatim ayak sağlığı merkezlerine de gitmemeniz. Dediğim gibi doktora gidin. Bu işin uzmanı onlar. Ayak parmaklarınız ve yumuşak doku iltihapları hassas şeyler. Doktorlara güvenin.

Tam bilgi sahibi olmadan bıçak altına yatmayın.

Eğer yatarsanız da bilgilendireyim, yeniden ayakkabı giymenin doktorların söylediği gibi 1 hafta falan değil en az 3 hafta alıyor. Çünkü zaten en az bir hafta dikişler alınıncaya kadar sargınız bırak ayakkabıya sargıya sokulamayacak kadar büyük oluyo, dikişler alındıktan sonra 10 gün geçmiş oluyor ama bölgedeki hassasiyet ahla gitmediği için ben ayakkabı giyemiyordum.

Enfeksiyonu yendikten sonra da ayaklarınızı temiz tutun. Ilık suyla yukarda dediğim gibi beyaz sabunu yada bir damla Batticon sıvı sabunu karıştırın, bir yandan ayaklarınız temizlensin bir yandan bunu bir ayak banyosu gibi kullanıp dinlenin.

Yukarda söylediğim pamuk sokma ile ilgili de tavsiyelerim var, pamuğu en geç 3 günde bir, ıslandıysa hemen değiştirin. Pamuğu tırnağınızın ta dibine ittirmeniz gerekmiyor, amacımız sadece destek olmak.

Çorapsız ayakkabı giymeyin. Eğer çok terleyen ayaklara sahipseniz, ayağınız kendi teri içinde kaldıkça deriniz yumuşayacak ve batan yerde zedelenmeye daha müsayit olacaktır. Hem de sıcak ve nemli ortamlar birer bakteri cennetidir.

Ayakkabı seçerken başparmaklarınıza yeterince alan bırakın.

Umarım uzun yıllar canımı çok yakan bu problemle ilgili sizi biraz olsun aydınlatabilmişimdir. Ama her zaman böyle işlerde bir doktora danışın.


Operasyon Manyağı Blogger’ınız,
Öptüms.

2 yorum:

  1. Merhaba
    Tırnaklarınız batan kısımlar alındıktan sonra yeniden nasıl battılar? Bende sadece batan yerleri aldırmıştım 9 ay oldu yeniden batmaya başladı sanırım. Parmağın üst kısmında (sanırım dipte) bi şişlik oluştu. Sanırım nüksediyor değil mi? :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Batan kısım alındıktan yaklaşık altı ay sonra tırnak yeniden eski haline tamamen dönmüş oluyor. Dolayısıyla sadece tırnağın bir kısmını aldırmak çözüm değil. Sağ ayağım tamamen iyileşti ama onda tırnak etlerimde bir düzeltme yaptılar. İki parmağım birbirinden görüntü olarak farklı oldu ama kesin çözüm oldu.

      Sil

Bu konuda sen ne düşünüyosun şekerims?